Raşidi Tarikatı Zikir (Vird) Adabı
Zikrullah dört türlü yapılır.
1-Yalnız lisan ile yapılan zikir:
2- Yalnız kalp ile zikir:
3- Kalben ve lisanen zikir:
4 - Namaz gibi beden ile yapilan Zikir
5 - Hac gibi sadaka gibi mal ile yapilan Zikir
(Vird) Adabı
1. Vakit
Öncelikle yeni girenler Intisab Zikirini Günde Bir defaya mahsus olarak eger mümkünse sabah namazindan hemen sonra güneş doğmadan önce çekerler. Eğer o vakitte müsait değilsek ikindi namazinin hemen ardindan sonra zikiredilir. 1. adab zikiri bu vakitlerde zikiretmekdir . Eğer bu iki vakitte de müsait degil isek vaktimizin en müsait olduğu zamanda zikiredilir.
2. SAYI ADET
yeni intisab edenler sadece intisab zikirimizi 40 gün okuyuncaya kadar devam ederler, eger onlarda 40 gün icerisinde, bu zikirler rahat okunur hale gelip, ahlak halini alinca, cekmeden duramaz hale gelince, yani 40 günün sonunda, tarikat pirinden destur almaya gerek kalmadan, 1. SINIF zikirini çekmeye başlarlar. yine birinci sinif sofiler, bu zikir onlarda ahlak olunca kolayca okur hale gelince, yine tam 40 gün okuyunca, hani burda 40 günden kasit, ard arda 40 gün olmasi şart degildir. aynen nasil bir şirkette işe girince takavite ayrilmak icin, en az 5000 iş günü sigortali calişmiş olmak gerektigi gibidir, yani adam 5000 iş gününü, ya ard arda her gün calişip, bu toplam 15 seneye tevafuk eder, ve ya adam senenin iki ayi boş geciyordur, sezon işcisidir, sezon kapaninca boşda kaliyordur, öyle olunca, bu adamin her sene iki ay acigi var, o yüzden 5000 iş gününü 15 senede tamam edemez, ve o aciklari da, ne zaman calişip doldururda toplam 5000 iş gününü doldurursa, o zaman takavite hak kazanir, amma şimdi birde yaş yasasi cikardilar, o yeni durumlar. hani burda bunu misal olarak verdik, yani işde sizde bu 40 günün 30 gününü ard arda cekmiş olursaniz, bir hafta mesala cekemdiniz, yahut iki gün cekemediniz, hasta falan filan oldunuz, o zaman işde, o cekdiginiz gün sayisi not edilir, yani takvim tutulur, ve iyi oldukdan sonra, yine cekilmye devam edilir, ve ne zaman tam 40 gün oldu o zaman intisab zikiri cekiyorsa 1.SINIFA gecer Yahut 1.SINIF zikiri cekiyorsa, 2. sinifa gecer, 2 yse 3e gecer. ve ilk 3 sinifin zikirlerini yazdik sayfamizda, ondan sonrakiler yakinda eklencek yine, ve ondan sonrakilerde belli zikirler sadece sayi olarak degişcekdir, ve amma ana kadran koruncakdir. yine birinci sinif zikiri cekerken, vaktim var mesala, bir cekilcekleri, iki ceken, 2 cekilcekleri üc ceken olmaz, birinci sinif sadece bir cekecek, ikinci sinif iki yazan yerleri iki, 10 yazani on cekecek, sayiya dikkat edilcek, yoksa ikinci gün cekemezsiniz. ve yine 10. sinif sofiler zikiri aynen zikir evradi pro 8 de yazdigi gibi ceklerler, adetler ordakigibi. 10. SINIF ceklenerde o zikir ahlak olunca artik mevsim zikirine gecme vaktinin geldigini gösterir.
3. Mevsim Zikiri
10. SINIF sofi artik zikir onda ahlak olunca artik günde iki defa zikretmeye başlar, yani zikiri 1,5 saate, düşürenler artik salavat ve fatihada da okumaya başlar, ve sonra ise, ondan 40 gün dolunca, artik ahlak olunca, ilkbahar ve yazlari, eger vakit müsaitse sabah uzun, "Hizbül Kebir", tam zikiri okur, ikindiden sonra "Hizbül Kasr" okunur ve yine sonbhar ve kışları ise bu sefer sabah "hizbül kasr" akşamlari "hizbül kebir" okunur ve yine salavat ve fatihalarda okunur fatihalar sadece günde 1 defa okunur.
3. HER SINIFIN SÜRESi
Normalde her sinif zikiri 40 günde katedilir, 40 günde ahlak halini almamiş ise, biraz daha gayret edilir, amma zorlanmaz, ve o zikir onda ahlak olunca, kolay hale gelince, bir üst sinifa gecilir. üst sinifa gecmek icin tarikatin pirinden destur almaya gerek yokdur, üst sinifa gecilir, eger üst simnif zikirmni cekerken onda sendeleme olmuyorsa, devam edilir, üst sinifda sendeleme olursa, tekrar bir alt sinifa dönülür.
Zikir Nasıl Yapılır ?
Sessiz sakin olmalıdır. (Yüksek sesle değil, kendi duyacağın kadar sesle olmalı.)
Mutlaka abdestli olunmalı diye bir kuralimiz yok, eger abdestli olmak mümkünse abdestli olunur, abdest mümkün degilse, evde arabda iş yerinde bir adet ince iki el sigacak büyüklükdeki fayans bu işi görür, toprak cinsi taş cinsi cam cinsi herşeye teymmüm edilerekde zikiredilebilir, yine abdest ve teyemmüme fırsatımız olmadıysa, mesal trende otobüsde gidiyorsak, abdestsiz olarakda zikiredilebilir, carşida, pazarda, otobüsde, bir yerden bir yere, işimize aşimiza giderken dahi, vakti degerlendirip, zikirimizi eda edebiliriz, yine zikir artik ezber olunca, televizyon seyrederkende zikir edilbeilir, bir yandan televizyon, ve bir yandan da zikir de müsaitdir, arabanin licht maschinesinin elektrik ürertmesi gibi, arabanin hareket etmesi, zaten onun elektrik üretmesini sagliyor, ve öyle olunca hereket ettikce üretir, bir yandanda aküyü doldurur degilmi, öyle olunca onun saga sola gitmesi, durmasi kalkmasi, elektrik üretmesine engel degildir. sadece stop edince durunca yani motoru susturunca üretmez degilmi, yani sen susunca zikrinin enrjisi üretilmez, yoksa televizyon seyrederkende, dilin bir yandan zikredebilir, yani tevizyonu seyretmek dilinin zikiretmesine engelmi yani, degil, o zaman nedir yani.
Zikirmizin kazasi yokdur
DiKKKAT Zikirimizin kazasi yokdur yani bir gün zikir edemedin diye, ikinci gün müsait olunca, o gün dünkünüde ceken olmaz, ikinci gün, sadece o günkü cekilir, yani öncekini kaza edip iade etmek yokdur.
EXTRA zikirler
o hal ve durum vuku bulunca cekilir.
GAFLETLE YAPILAN VE RUTiN OLMUŞ ZiKiR, ZiKiR DEĞiLDiR
Gafletle kılınan namaz, namaz değil, zikirde zikir değildir, yani zikir ve namaz uyaniklik halidir. ve zikir Allahi anma ve hatirlamadir, cuma namazi o haftaki olaylari müzakeredir. nitekim namazda her ne kadar aklimiza, o gün yapip ettiklerimiz, ve edeceklerimiz, o beş dakikanin icine, hücum etsede, işde o beş dakika, sanki günü müzakere etme, ve yine allahi hatira getirme vaktidir. Gününü müzakeresinde ben bunu yapinca ne oldu, Allah ne murad etdi gibi tefekkür lazim, yine zikirler manasizca, şuursuzca cekilince tesir göstermez. yani onun sendeki oluşturacagi ulvi tefekkür, ve olacak olan marifet açığa çıkmaz, ne zaman uyanik olrak zikirettin, şuurunda hergün acilma olup, Allahin ilim deryasina dalmya başlayacaksindir. bir gün olmasa, bir ay sonra sende de bu tefekkürler başlayip, meleklerden ilham almaya başlayacaksin amm aiyi ilahm ile kötü ilhami ayirt edecek kadar islam şeriatini bilmen lazim. hatta bazen uzaklardaki birilerini hatta ölülerden, dirilerden haber gelecek. Amma sen uyanik olrak zikredersen. Az önce dedik tv seyrederken de zikiredilir. yani biz imam hatipde trampet takiminda tembirdekciydik, hem bir yandan tembirdek çalcan, hemde notasina göre çalacan hemede ayaklarını grubla birlikte sağı solu denk atacan şaşirmayacan, ve yine geçit alanına gelince de selam vercen birde. yani iki üç iş yapmak zikirede engel degildir. yine araba kullanmak gibi, ayaklar ayri iş, eller ayri iş, gözelr ayri iş , ve yine akıl ilede, her an uyanık olmayı gerektirir, bir an uyudun, kaza yapar geberirsin, o yüzden zikir ve namzda Allahı andığını bilmekdir. Allahı unutupda gafil gafil zikredip birde bundan meded beklemek kadar ahmaklık olamaz, yani zikirleri cekerken onun manalarinida ögrenmek, ve ne dedigini bilmek, şuurlu cekmekdir. sonra onlari şuurlu cekince, yine yani gafil degil, gecit alanina gelince selam vermek gibi, hani namazda şeytan günün meşgalelerini aklina getirir dalarsin, sonra birden bire, namazi hatirlarsin, cünkü o vesves veerip cikmişdir, sen o cikinca kendine gelince, ücmü kildim, ikimi unutuveririsin, cünkü daha önce namazda degildinki, tarlada takkada, işde aşda, karida kizda cocukdaydin, aklin başina gelipde, namazda oldugunu hatirlayinca, sapittin işde, öyle olunca namaz ve zikir uyanik olma halidir. amma insan ne kadar zorlarsa zorlasin, illa o vesves gelcekdir, gaflette olcakdir, amma işde uyanik olmaya gayret etmek demek, gecit alanina gelince selam verecegini unutup es gecmemek demekdir.yani uynaik olup bir nota atlamamak gerekir, tv seyrederkende zikirde neyi ne zaman kac kere cekdigini unutmamak lazimdir. işde yine usta olmuş bir şoför, rutin her gün gidip geldigi bir yolda, bir da uzunsa yol, ve trafikde karman corman degil, ve sakin ise, giderken birden gaflet basar, ve uykun gelirya, zikirde böyleldir, rutin olmuş ezber olmuş bir zikiri cekerken daha iki üc tesbih gecince, seni uyku basar. ve şeytan, seni zikirden alakoymak ister , ne yapacan o zaman, oturuyorsan, ayaga kalk, ve odada yürüyürek cek, veyahut elini duvara biryere meshet, ve başina kaplama mesh yap, yahut sonra elinin tersi ile ensene dokunki gözlerin acilsin, yahut ensen soguk su cal, yahut direk aydinlik ve işiga bak, ve uykun acilsin sonra zikret. veya yürüyerek zikredersen, yine sana uyku veremez , oda da gezinerek zikret.
Zikirde Tökezleme veya Durma olursa
Biz bazen zikirde tembellik edebiliriz uhrevi ve bazi manevi sebebler bize engel olur cünkü sürüde topal koyunlar vardir sürünü bazen onlari beklemesi lazim gelir yoksa sürü vediri giderse o topal kör koyunlar arkada kalir ve kurtlar yem olur ve helak olur, öyle olunca ben cekmiyon diye sende cekmecen diye birsey yok
mesela ben istanbuldan ankaraya ucakla giden birisiyim ucak bazen rotar yaparsa sen ise istanbuldan ankaraya mesala trenle gidiyor olabilirsin ucak rotar
yapinca trende rotar yapmaz azizim yine trende rotar yapdiysa mesala otbüsle gidenler zikiri cekicek kardeşim yani otobüs rotar yapmaz yahut taksi yahutta ankara balgatan kizılaya yürğyen gibi ankaradan ankaraya giden zikir ceken en basit zikiri cekenlerde var onlarda bu kadar basit zikirı cekemezse balgattan ankaraya yürüyemezse ben daha ne diyen. bu kadar ahmakliga kardeşim. ben bekliyorsam veya bekletiliyorsam bilki sürüde tökezliyin veya tökezleten birilri var demek olur, yani onlari beklemek icabet ediyor hani muhammed sürüsü gidiyordu hz ayşenin çişi yada haceti geldi, sürü durmadi, ve yürüdü sonra ayşe geride kaldi cişini hacetini yapti devam etdi, bu sefer de iftira etdiler ve dediler ayşe zina etdi, işde orda sürü duruverseydi bu olmazdi azizim, muhamed başinda dururdu cişini yaptirirdi ve yola devem edirdi ve bu iftira da omazdi, ama işde orda sürüyü durdurmadigi icin başina bela buldu, ve bize dur geldiyse, biz o sürünün başi oldugumuz icin, amma sürünün reisi muhamed diyebilirdiki ben ayşeyle kalan siz gidekoyun ben size yetişirin deseydi, onlarda yavaş yavaş giderlerdi sonra o onlara yetişirdi olmazsa az ilerde onlarda dururdu beklerlerdi zaten
mesele budur vesselam.
SAYIYA RiAYET HUSUSUNDA
Anlatilirki muhammed namazda rukudan kalkinca semiallahu limen hamideh der , ordan bedevinin biri coşar başlar dua etmeye rabbene ....... ve uzunca dua eder namazin sonunda selam verince, kimdi o der muhammed, ve o na kizmadi ve tasdik etti derler,
peki öylemidir bu hadis?
Namazda adab ve erkan diye birşey vardir, rükunlari ardi ardina yapmak diye bir kural vardir, yani seri birşekilde sekteye ugratmadan yapmak lazimdir. ve öyle olunca sen eger rukudan sonra secdeye gitmeyipde iki saat dua edersen ne olur, git birde yemek ye su icde gel o zaman, oldumu bu bazi mezhebler bunu esas almiş, nasil mezheb imamiymişki bu adam, böyle bir hüküme karar vermiş ve bu adama uyan ve onun duasina iştirark eden herkesin namazi bozuldu, namazdan cikmiş oldualar, cünkü muhammed rukunun ardina secde etmek zorunda, ve semiallah dedi ve rukuya gitdi, bu adam haala ayakda, haaala ayakda dua ediyon diye secdeye varmadi, ne oldu ,namazdan düşmüş oldu. ve öyle olunca bu adamin ardina takilan adamlarinda namazi bozuldu, ve muhammed bazi meseleleri aciklarken "ben nasil yapiyorsam, bana bakin, ve ben gibi yapin." dedi mesala adam kek yapmasini bulmuş, ve sen önce, kek yapmasini ögreneceksen, ayni onun koydugu kadar un, onun koydugu kadar şeker, yumurta koycan, önce bir usulu ögrencen, eger daha usulu ögrenmeden kalkip icine birazda fistik katan, bimem cilek katan olmaz, yani hukukda okurken, mezun olmadan kendini avukat hakim sanip, davaya bakmak hakkin yok. büro acmak gibi bir yetkin yok, barolar birligiude bir bilrik var avukatlar birligi, o sana müsade edince ve bir baroya baglaninca büro acabilirsin, yok öyle hemn büro acmak, hani sahte dişciler vardir, adam dişcinin yaninda cirakdir, onu ver bunu ver derken, doktora baka baka yetenekli olunca ögrenir, ve köylere dişcilige gitmeye başlar, halbuku diş hekimi degil, denizli calda cokdur böyleleri, yani elinden bir kaza ciksa, sorumlu kendinsin, cünkü adam mütehassis degil, öyle olunca biz zikirimizde ve yaptiklarimizda nasil yapiyorsak, bize bakip, öyle yapin, kafanizdan uydurmayin, biz duayi bina ettik, önce bir ögrettigimizi cek ve sende ahlak olsun, ondan sonra tarikimizden mezun olunca, sende icine cilek kat üzüm kat kendi formülünü yap, amma kek tarifi bize ait tarif ise , aslini bozma, yoksa kekden başka bir şeyde sen icad et, bizim kekimizide bozma bari degilmi. yani bu yüzden bir tane M.A. diye bir hoca var adam, diyor şunlarida okursan iyi olur diyor, ve hatta belkide kendisi okurken onlarida okuyor, ve onun ardindan giden, onun inandirdiklarinin hepsi, o rukudan sonra, uzun uzun dua eden amca gibi, namazdan cikmiş oldu. yani tarikattan düşmüş oldu, ve namazdan cikmiş oldu, ve bütün sürüyüde tökezletti, o muydu bu muydu demeye başladi herkes, ey M.A hoca biz nasil tarif ettiysek, öyle yapicaksin, kendin bişey katmaycan, ve ilk motoru ford bulunca, adam daha ikinci sene birde 4 motorlu ucak icad etmedi, seneler sonra ucak icad oldu, yani öyle pire gibi boyundan fazla ziplama amca, dur otur oturdugun yerde, amma pireyede ziplama dersen olmazki, insanlik adim adim ilerledi, bir insan bir adim boyu ilerler, koşsa bile adim adim ilerler, yok öyle pire gibi kendi boyunun yüz kati ziplamak, işde bazi pire cibilliyatlilar girince, böyle hemen ziplayivermek ister, ve böyleri bazen okulda iki sinif sinif gecerler, ona bakan herkesde yanilir, onun zipladigi kadar karincayi nasil ziplatcaz, yahut bit var, bit pirenin ziplayamayanidir. hani bayram namazinda, bilmeyen, bilen birinin yanina dururki, ne zaman tekbir alcak, bakanda bende yanilmayan diye, amma eger o bakdigi adam zaten ahmaksa bilmiyorsa, bütün sürü onun yanindakilerde yanilir, yanliş adim atar. yine trampet takiminda bir adam veya bir sira yanliş adim attimiydi, onun ardindakilerde yanliş atmaya başlar, bütün sürünün düzeni bozulur, M.A. amca kizmadim amma, bu birdir ikidir olmadi, artik yeter, herkesi tökezletiyon, sana nasil tarif ettiysek, öyle oku, bundan sonra ne bir eksik, nede bir fazla tamammi, mezuin oldukdan sonra, kendi dükkanini acar tarikatmi cizcen, sonra cizersin yahut bizi birak, yada kendi tarikini kur kendi zikirini bul onu oku azizim.
BESMELE DUASI ve BiTiRiŞ DUASI
Dedigimiz gibi virdimizi tarikimizin mensubu olan kimseler, Normal hali ile, hiçbir başka iş ile iştigal etmeden, sadece zikiri çekebilecekleri gibi, otobüsde işe çarşiya giderken yine televizyon seyrederken veya ,.... gibi başka işler ile meşgul ikende bir yandan virdimizi çekebiliriz, ancak virdimize başlarken virdimizin besmelesi ve giriş duasi olan
"Esteuzubillah. Inne ibadillahissalihiyne ve evliyaullahu, la havfün aleyhim velahüm, yahzenun.
Ya Eyyuheşşeytanirracim ve hizbühü!
Ya Eyyühed deccal ve havaasike!
inneküm leyse bi sultanillehüm. Vela Tağviyennehüm, vela tusallitennehüm, belhüm ibadillahilmuhlasiyn, Ve inneküm ve Hizbeküm illa şeytanirracim.
Fahruc min hazel bedeni, min hazel beyti, min hazeşşehri, min hazel medinati, feinneküm raciym, ve inne aleyküm leanete ila yevmiddin."( ilk başlarken 3 defa)
amma sonra herhangi bir sebeble, dünya kelami araya girerse, yani zikiri bölersek, ve herhangi bir sebebden konuşursak, o zaman virde, yani zikire tekrar dönmek istedigimizde yine bu giriş duamiz, bu sefer bir defa olmak kaydiyla, tekrar okunur, ondan sonra zikire devam edilir, yoksa araya dünya kelamı girerse, mesala rabbimizden eselüke duasi okuyorduk, tam o sirada otobüsde giderken adamin biri bizi kizdirdi, ve o adama" Allah belani versin e.. herif "dedin mesala, amma sen zikirdeydin ve zikirde Allahdan istek yapilan duayi okuyordun, ve orada zikirin ardina bu kelilerde girince, bu sefer Allahdan birde o adam icin bela istegi yapmiş oldun, yani Allah muhafaza ya o adam cok kötü bir duruma düşerse, o duanin etkisiyle, sen mes ul olursun, yani hani evliya celebi rüyasinda peygamberimizi görür, ve onu görünce, rivayet olurki "şefaat Ya Rasulallah" diyeckken, dili dolaşir ve derki " seyahat Ya Rasulallah" der, ve ondan sonra gezmedik yer birakmaz, ve "seyhatnameyi" yazar derler, yani işde yanliş yerde yapilcak yanliş bir kelam, ya senin cok kötü bir hale dücar olmana, yada başkasinin öyle bir hale dücar olmasina sebeb olabilirsin. yada mesala diyoruzki duanin bir yerinde vedfea duasinda "şeytani ve hizbini askerini benden uzak et" diye dua ediyoruz, amma tam o sirada yanimizdaki biri tiksirdi, ve elhamdülillah dedi, senin üzerine ona yerhamukellah demek vacip oldu, ve sende zikiri birakip o sirada "yerhumukellah" dedin ve sonra zikire devam ettin, ne oldu şimdi, şeytana rahmet dilemiş olursun, yani öyle olunca zikiri herhangi bir sebebden zikiri ve virdi birakan kimse, zikire geri dönececeği zaman, önce giriş duamızı okuyacak, ondan sonra zikiri devam edecek.
Yine duamızın bitiriş duasi vardir, aynen kuran okurkan okunan, yani kuranı okumayı bitirnce okunan "sadakallahul aziym" diye bitiriş duası olan kelimeyi kullanmamız gibi
bizim bitiriş duamiz ise
1- „Rabbi inneke semîud duâi.“
2- „Tekabbel minna inneke entes semiul Aliym.“
3- "Adede ma vesiahu ilmullah"
dir yani ya zikirmizi tamamen bitirince, yada herhangi bir sebebden zikiri bırakan, ve o an artık devam edemeyecek olan, sonra sabahsa, kalan kısmı artık ancak akşam devam edebilcek ise, ve bu arada yapılanlar var, edilenler var, söylenenler var, ve sen akşam zikiri bitirnce, bu üc son bitiriş dausını yapınca, o zikir arasında olan bütün fiileride artık, Allahdan dua niyetine istemiş olursun, ve birde kabul etmesini istemiş, birde bunları çoookca kere katla demiş olursun, yani öyle olunca, ya o arada yalan bir söz söyeldinse ne olacak o zaman, ya günah işlemişsen ne olcak o zaman, öyle olunca herhangi bir sebebden zikirden ayrılacak olan kimse, hemen bu bitiriş duasını, üc duayı birer defa okur, ve öyle zikirden ayrılır yani ama küçük "evet, hayir, sağdan git ,soldan gel" gibi küçük bazli söz ve ayrılmalarda gerekmez, bu bitiriş duasını okumak.
Kuran kainattir ve ve Fatiha Mehdi, ve Fatiha kuranin rar peketi gibidir, bir rar pektinin açılıpda, tekrar kainat olmasi için, nasıl rar peketini açan, rar veya zip paketini açabilen bir programa ve yazılıma ihtiyaç var ise, işte kuranin başında da, euzu ve besmele vardır, ve fakat kurandaki bütün diğer sureler okunurken, sadece besmele ile okursan olur, çünkü kuranda öyledir. ancak yeni kuran okumya başlayan kimse, başinda bir de euzu çeker, ve fakat püf noktası : Diğer sureler besmele ile okunsa da, fatiha için illa euzu okunur, işte euzu o fatihayı açacak rar programı gibidir de ondan, zikirmizdeki fatihalar euzu besmele ile okunur, diğer kulhu ve benzeri sureler, sadece besmele ile okunur. Bunuda, sadece 13. SINIFA çıkan, ve bu vaaza ulaşan sofilerimiz bilecek inşallah.
Muhammed dediki "iki günü birbirine eş olan zarardadir."
şeytan ve deccal aleyhillane hic boş durmuyorlar, hergün bize karşi yeni bir silah üretiyorla, ve bizimde onlarla savaşacak yeni silahlara ihtiyacimiz var, allah bize, o gün hangi silahi ikram ederse, onu alip zikir corbamiza katmak zorundayiz, yoksa onlarla savaşamayip yenik düşeriz.
ve yine bize varid olduki yine, yeni bir silah kuşanmamiz lazim, cünkü dedikya kafir deccal frekans ile oynuyor, ve bizim yazdigimiz bu dualarinda kehrwertini aliyor, ve mesala duamaizin başinda, "onlar namazlarini muhafaza ederler" diye zikrediyozki, biz de o ayette gecen o nlar zümresini kaitilipda nerde olursak olalim namazimizi kilip kacirmayalim istiyoruz, ve kafir ise, ben bunu zikredip cekdikce, o da onu ters ceviriyor ve oluyormu sana "onlar namzlarini kacirirlar" ve o zaman bir de bakmişin öglen namazi calinmiş, ucmuş bilme ertesi gün sabah gitmiş, veya hakeza hakeza, siz anlyin artik, yine biz "ya halim ya selim" cekiyoz yani sakin olabilmek icin, ve o da onu ceviriyor ve bize bir hiddet geliyor, ve yanardag gibi yeri gögü püskürüyoz, yani zor azizim, bu kafirlerle mücadele zor, silah lazim, ve yine varid olan silah ise, tam olarak :
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bir gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."
"Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır."
(Hadis-i Şerif )
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit(yusbitu), ve indehu ummul kitâb.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Allah, dilediği şeyi siler, yok eder (mahveder) ve (dilediği şeyi) sabit kılar ve ümmülkitap (ana kitap), O'nun indindedir (nezdindedir).
(Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 39. ayet )
ve saliklarimiz yol tarikatimiza tabi olan, yol arkadaşlarimiz, bizim yolumuzda, şu an durdugumuz yer olan yere gelince, belalar musibetler etraflarını sarınca, ve atıkları her ok kendinizi vurar olunca, ve hatta elinde tuttugun senin olan bir bicak bile seni kesmeye yeltenince, anlaki buraya ayak bastin, ve Allah bize burada bu silahi gönderdi ki henüz bende tam manasi ila kullanmiyorum, amma kullanim talimatnamesi şu olaki, biz o duanin sadece
Zikirimiz Budur
"Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." (Extern o bela gidesiye kadar Günde 41 defa)
işde bu ayeti okurken öyle tefkkür edesin ki ey salik, ey yolcu:
Allahdan gayri bir mevcudat yokdur öyle olunca o sana hişimlanan bicak da allah var ancak o bicak bir sükastci şeytan veya cin veya deccal askerinin eline gecmiş (amma gercekden leinde amma frekansi elinde) ve onunla sana karşi savaşiyorlar, ve sen o bicagi, o esir edilmiş halden kurtarip senin safina gecmesi icin de ki işde :
Ey yüce Rab "Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." ve şu an sen bana hişimlanan bir bicak oldun, cünkü kainatta sendan başka bir mevcudat yok ise, öyleyse o senin hişimlanan bicak oldugun halindende, senden, sana yüce rabbe siginirim, senin o bicagin veya frekansin esir edilmemiş ele gecmemiş, ve galip olan Allah haline iltica edip siginirim diye tefekkür et. ve bu yukardaki duayi günde 41 defa okuamaya devam et. dedimya sayida degişiklik olabilir henüz tam testden gecmedi daha.
Dua bu, ve bu dereceye erenler icin 16.SINIF SOFiLER icindir
"Allahım, azabından affına, gadzabından mağfiretine sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim." (41 defa Haricen okuncak)
o mertebeye erdigin zaman, Böyle zikret, ve o köprüden gec.
Öyle olunca Kabe'ye dönmekten daha evla olan bir kalbe doğru dönmektir. yani bir insandan bir şey istiyorsan, ya da biri sana sesleniyorsa, senin ona dönmen, namaz kılıyor olsan bile, ona dönmen daha evlâdır. hani Peygamber Efendimizin başından geçmiş, Peygamberimiz birisini çağırdı o namaz kılıyordu namazını bozup da ona doğru gelmedi, daha namazını bitirdi geldi, Peygamberimize Neredesin sen dedi, O an ayet indi, peygamber sizi çağırdığı zaman her şeyi bırakıp ona gidin diyerekten
Bu sohbeti de Ebû Hüreyre naklediyor:
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem Ubeyy bin Kâ'b'in yanına vardı, 'Ubeyy!' diye seslendi. Ubeyy o sırada namazdaydı. Ubeyy yüzünü çevirip baktı, fakat Resulullaha Sallallâhü Aleyhi Vesellem cevap vermedi.
Ubeyy kıraat ve tesbihleri kısaltarak namazı hafifletti. Sonra kalktı, Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellemin yanına gitti, 'Esselâmü aleyke yâ Resulallah!' dedi.
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem 'Ve aleykesselâm' buyurdu ve 'Ey Ubeyy, seni çağırınca bana cevap vermene engel olan sebep neydi?'Ubeyy, 'Yâ Resulallah, namaz kılıyordum' dedi
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه۪ وَاَنَّهُٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yâ eyyuhâllezîne âmenûstecîbû lillâhi ve lir resûli izâ deâkum limâ yuhyîkûm, va'lemû ennallâhe yehûlu beynel mer'i ve kalbihî ve ennehû ileyhi tuhşerûn.
Meali :
Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.
Sadakallahul Aziym ENFAL-24. ayet
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem, 'Allah'ın bana vahyettiği Kur'ân'da, ‘Size hayat bahşedecek bir hususa sizi dâvet ettikleri zaman Allah ve Resulüne icabet ediniz' emrini bulmadın mı?' buyurdu.
Ubeyy, 'Evet, buldum, inşaallah bir daha bu hataya dönmeyeceğim' dedi.
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem, 'Sana ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebûr'da, ne de Kur'ân'ın diğer kısımlarında bir benzeri indirilmemiş olan bir sûre öğretmemi ister misin?' buyurdu.
Ubeyy, 'Evet, yâ Resulallah' dedi.
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem, 'Namazda nasıl okuyorsun?' diye sordu.
Bunun üzerine Ubeyy, Ümmü'l Kur'ân olan Fâtiha Sûresini okudu.
Resulullah Sallallâhü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
'Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin ederim ki, onun benzeri ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebûr'da, ne de Kur'ân'da indirilmemiştir. O mesnâ'lardan yedi âyet ve bana verilen yüce Kur'ân'dır.'
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Çağırdığı zaman davetine icabet etmek, müslümanın müslüman üzerindeki haklarındandır"
(Hadis-i Şerif , Nesaî, Cenâiz, 52; İbn Mâce, Cenâiz, l; Dârimî, İsti'zân, 5)
Başka bir hadiste, davete icabet etmeyenin Allah ve Rasûlüne karşı gelmiş sayılacağı bildirilir
(Hadis-i Şerif , Müslim, Nikâh, 110; Ebû Dâvud, Et'ime, l; İbn Mâce, Nikâh, 25).
yani orada Allah seni çağırıyor, peygamberin içinde Allah var, Allah görüyor seni, Senin Allah rasulüne yönelişin, Allah'a doğru yöneliş, Kabe'ye doğru yönelmekten daha evladır. namazdan bile mühimdir, yani o yüzden Namazda imam dua edeceği zaman, Kabe'ye sırtını döner, yüzünü cemaata doğru döner, her kalp bir Kabe gibidir zaten, Allah'ın tecelli yapacağı yer. Lebbeyk odur işte, hac da tane söylenilen lebbeykler sen beni buraya çağırdın, Rabb'im sana yöneldim demek tir, çağırması bazi zaman bir dilenci olaraktan, yada bir kedi bir köpek olraktan da çağırdığı zaman,yani bir köpek susamış, bir köpek olarak beni seni onu çağırdığı zaman, Lebbeyk, Rabbim Buyur, Ne isteğin, ne ihtiyacın var, demektir ona yönelmek demek, bir kalbe, canli kabeye yönelmekdir. Allah'ın ihtiyacı mı var Allah'ın? Allah köpeği yaratmış, Allah'ın köpeği yaratmış ta kâinattan dışarı mı atıvermiş, halbuki köpek de de Allah'ın bir tecelliyatgahı olan kalp var, ve o an o köpek susadı, Acıktıysa, senden hav hav diye bir şey istiyorsa, Lebbeyk Buyur Rabbim, ne ihtiyacın var, görebilir miyim, yapabilir miyim, elimden gelir mi, diye ona yönelmek, Aynen Arafat'ta, hacda, Allah Allah diye tavaf etmekten daha evlâdır, öyle O da kalp taşıyor, köpeklerde canlı, kalp taşıyor, oradaki Kabe canlı değil bile, sena oraya yönelmekten dahafaziletlei olan içinde ıslaklık Taşıyan bir kalp sahibi o köpeğe yönelmen, kediye yönelmen ya da bir insana, Ahmet amca ya, Mehmet amca yönelmen daha evlâdır, geçerlidir, Lebbeyk manası da budur. Buyurun, Ne yapabilirim, elimden ne gelir, Buyur Ne yapayım,su mu istiyorsun, Acıktın mı?
Allah acıkır mı? Evet acıkır, Allah Allah susar mı? Evet susar,
Denilir ki Hz. Musa'nın kavmi Hz. Musa'ya derler ki; "Yüce Allah'ı soframıza davet et. O'na yemek ikram etmek istiyoruz." Hz. Musa (a.s.) kavmine kızar. Der ki; "Bilmiyor musunuz, Yüce Rabbimiz insanlara ait böyle eksikliklerden pak ve uzaktır? Onun için böyle haller düşünülemez. Yüce Allah'ın sizin ekmeğinize yemeğinize ihtiyacı yoktur. Allah yemez, içmez, uyumaz." Ancak kavmi ısrar eder. Daha sonra Hz. Musa Yüce Rabbin vahyine ulaşınca Rabbimiz sordurur: "Musa, kavminin isteğini neden bana iletmedin? Onlar beni yemeğe çağırdılar." Hz. Musa der ki; "Ya Rabbi, seni tenzih ederim. Senin sıfatlarını biliyorum. Sen böyle şeylerden (ekmekten, yemekten, su içmekten, uykudan) arınmışsın. Paksın, münezzehsin." Yüce Rabbimiz Hz. Musa'ya buyurur ki; "Kavmin hazırlık yapsın. Cuma günü ben onların davetine karşılık vereceğim." Hz. Musa kavmine döndüğünde bunu onlara söyler. Kavmi müthiş bir hazırlık yapar. Çeşit çeşit yemekler hazırlanır. Her ev yemek getirir. Hazırdırlar. Ve Yüce Rabbi beklemekteler. Ancak gelen giden yok. Neden sonra akşam üstü, her tarafı dökülen, gariban ve muhtaç olduğu belli olan bir fakir gelir ve "Bu fakire bir lokma" der. Halk ve Hz. Musa derler ki; "Biz, Yüce bir misafir bekliyoruz. Sen bekle, hatta bize su taşı. Sonra seni doyururuz." Beklerler. Gelen giden yok. Kavmi Hz. Musa'yı kınarlar. Fakir de, bir şey yiyemeden yoluna devam edip gider. Ertesi gün Hz. Musa'ya Rabbin emri tecelli eder. Hz. Musa der ki; "Ya Rabbi, ben mahcup oldum. Sizin lütfunuz o sofraya tecelli etmedi."
Yüce Rabbimiz buyurdu; "Musa ben geldim. Ama siz beni doyurmadan gönderdiniz." Hz. Musa hayret içinde; "Ya Rabbi nasıl olur?" deyince Rabbimiz buyurdu; "O fakir geldi ya ! İşte ben o fakirin yanında idim. Onu doyurmuş olsaydınız bana ikram etmiş olurdunuz. Bilmiyor musunuz? Ben yoksulun, muhtacın, düşmüşün yanındayım. Ona ikram ettiğinde bana ikram etmiş olursunuz. Ben susamış kulumun yanındayım. Ona su verdiğinizde bana su vermiş olursunuz."
Raşit Tarikatı derslerine devam edelim:
Mehdi askerleri Her namaz öncesi ve sonrası 13 Estağfurullah çekecek demiştik. Nakşibendi Tarikatında olanlar 25 çeker. Biz ise 13 çekeceğiz demiştik, 25 li tabancanin 2 şarjöründen birisiyiz biz, ve 25'in yarası 13, bizim askerimiz namazların önünde ve sonunda 13 Estağfurullah çekecek demiştik. ve güne başlarken, sabah ilk Estağfurullah çekerken, günü açıyorum diye çekecek, bir güne başlama tövbesi, yatsıyı kılıp namazdan sonra da 13 Estağfurullah çekecek tövbe edip Gönün Defterini kapatıyorum diyerekten çekecek. aradakilerde aralarda işlediğimiz günahlar içindir.
19.SINIF SOFiLERE
Hizir makami ögretilip talim ettirilir ve tarikatin pirini, olay vuku bulunca aramasi talim edilir. Bizatihi onunla (tarikatin piiri ile) kelam etmesi lazim geldigi ögeretilir ve kimler o göreve (HIZIRLIK makamina )secildi liste tutulur.
Bu 19. sinif sofiler Tesbihlerine Birinci kadrandaki 10 boncugun birincisi mevsim rengi ikincisi beyaz olrak, digeri yine mevsim rengi, ve digeri beyaz.... 10 boncuk dizlerler ve Alfabe duasindan önceki Arapca Elif ba yani alfabeyi 9 defa okurken, birinci boncukda Dad Harfi sag azı dişler arasına konarak okunur, ikinci boncukda sol
azı dişler arasına konarak okunur,sonra yine digerine sonra yine digerine konarak 9 boncuk sayilir.

"Dad" harfi dilin ucu azı dişlerin arasına konarak "da" denmeye calışılır d ile z arasi bir ses çıkar
'muhammed Diyauddin' ismi 'muhammed ziyauddin' denir yani asli ise
'Muhammed Dziyauddin' diye okunur dil sag azilara veya sol azilar arasina konabilir, ashabdan ebu bekr efendimiz iki tarafi ile de bu harfin mahrecini cikarabilirmiş
Raşidi Tarikatında Hızır Makamı ve Zikri
Sen hiç ölmek üzere kurumak üzere olan bir çiçeğe bir güle su verip, onun hayata yeniden tutunmasını canlanmasını sagladınmı? bundan seneler önce uzak bir memlekette calişmaya gidiyorum, ve orada bir oda kiraladım orda kalıyorum, ve birgün işden geldim ve, ibadetimle, yemekle falan ugraşıyorum, cam yarım acık, bir kuş sesi geliyor : "cakcik cuk,cakcik", ben duyuyorum, amma ne oluyor diye camdan (Pencereden) bakmak, bir türlü aklıma gelmedi. Az sonra, farkında olmadım, ses susmuştu, az sonrada ben, biraz hava alayım ve, cayır cimene bakayımda, gönlüm ferahlasın diye, camı (pencereyi) acdım, ve camdan aşagı bakdım ki, bir serce yada bir bülbül yagmursuyu bidonuna düşmüş, ve su iceyim derken, icine düşmüş ve, cıkamamış ve bogulmuş, meger ses, o ses o imiş, imdat diyormuş amma, ben angutluk edip, o an bunu anlamadım, ben kuş dili bilmem be Ey Yar, Ey Salik, Ey Sofi, Ey Sofiyem, o yüzden, bilseydim, belki onun "imdat! yardim et! boguluyorum dediklerini duyar, bahceye cıkar, onu hayata döndürürdüm. Bazen ecel geldimiydi, Allame olsan, veya Peygamber olsan, veya,mehdi olsan, yardim edemezsin. Cünkü senin makamin henüz o kivama ermemişdir cünkü. Ey Sofi, o yüzden adımlarına dikkat et, ve bir damla su icin canından olma, su icilecek ve, icilmyecek yeri ayırt et artık, yine Ben bir damla aşk şarabından iceyim derken, bazılarının canına sebeb olmakdan korkarım. Bak bazıları benim erişemeyecegim kadar uzak bir yerdeler, halbuki penceremden bakınca, görecek kadar da yakınlar amma, bak bazen mehdi olsan evliya olsan,.. yetişemezsin, o kuşa oldugu gibi. Ey bülbül hayata küsme, ve aynı ışık kelebeklerinin, yanma pahasına, lambaya yahut da muma dogru saldirmalari gibi sevdigine saldırma, nede küsme, bak diyorum ya ben bile yetişemedim, o (Bülbül) ne diyor, ben bilemedim, o na HIZIR bile olamadım, yani el-Müheymin işde bende tecelli edecekti o an amma biz henüz o zaman daha ermemişdik o an, Elmüheymin nedir işde HIZIR olma hikmeti, amma ben o an o isimin esmanın manasını henüz bilmiyordum, bak Sofi/Sofiye! sen sen ol suya düşmüş bir sinek, bir kelebek, bir karinca görürsen o aşkin, sevdicegin icin ve MEHDi AŞKINA , sen o nlara yetiş ve, o nu Kurtaran, meded eden HIZIRI ol, bu daha yolun başlangici, ve onu bogulmakdan kurtar, kurumaya yüz tutmuş bir cicek mi gördün, biraz su ver, agzı kurumuş bir hayvanmı gördün, biraz su ver, aclıkdan eti kemigine deymiş, yapışmış bir hayvanmı gördün, bir dilim ekmegin varsa, yarısınıda böl o na ver. sen müheymin ve HIZIR cübbesini giy ve, şefaat etme yetkisini al, cebbar ol biraz, Ey sofi! o an Ben bak olamadım, bazen, bazen, bazen işde,........belki biraz daha cırpınsa idi o kuş, biraz daha sabredip dayanabilse idi, ben pencereyi acacakdim, ve görecektim o nun halini, ve belki HIZIR olup kurtaracaktim O nu. Amma kader işde, bazen ne hiziriliga, ne vezirlige, ne de mehdilige taakat bırakmıyor, insanız ve Ey Sofi/Sofiye! insan etten kemikden kandan, insanin Rabbi olmasa, insan aciz varlık, Rabbimiz Cenabı Allah ise yüce varlık, ve yaratan, her an herkesten haberdar olan, biz ise, ancak onun haber ettiklerini, bildirdiklerini bilebiliyoruz, yoksa, o haber etmezse, işde yapacak birşey de, bir bilgide yok.
işde Raşidi Tarikatinda HIZIRLIGA cıkma makamı burasıdır, bak bende bir oldu, iki oldu, sende kac defa olacak, o gecitten köprüden gecerken başarirsan, Tarikatin pirini aramak icin, gözlerini yum, 13 estagfirullah de, ve olan biteni, icindeki kalp dilinden, ona hem hal et, anlat ki, ve birde isim ve yer ve konumda bildirki, kimler o makama bu sene cikmiş, yada cikamamiş bilelelim.
HIZIR MAKAMINA CIKANLAR iCiN HIZIR DUASI
TESBiHDEKi ZiKiR YÖNÜ : SAĞDAN SOLA VEYA
TESBiHDEKi ZiKiR YÖNÜ : SOLDAN SAĞA
DURUMA GÖRE YAPTRIMMI YOKSA YIKIMMI
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
sübhaneke ente ilahe hayrürazikiyn,
sübhaneke ente ilahe hayrül varisiyn
sübhaneke ente ilahe hayrül fatihiyn,
sübhaneke ente ilahe hayrül hakimiyn,
sübhaneke ente ilahe hayrül faziliyn,
sübhaneke ente ilahe hayrünnasiriyn,
sübhaneke ente ilahe hayrül muhsiniyn,
sübhaneke ente ilahe hayrül kaviyyul kaimü,
sübhaneke enterraufürrahimu
vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim ya Allah
ve salli ala Muhammedin ve adede men salli aleyhi ve adede gatratil emtari ve adede evragil eşcari ve adede enfasil müstagfiriyne bil eshari ve adede ma kane vema yekünu li yevmil haşri vel garari ve salli aleyhi ma teagabelleyli vennehari ve salli aleyhi mahtelefel melavani ve teagabel asrani ve kerrerel cedidani vestagbelel fergadani ve adede emvacil bihari ve adedede merri mali vel fizari
Allahümme salli ala Muhammedin ve ala elihi ve eshabihi ve etbaihi ecmaiyn ve selamün ala cebrail ve mikail ve israfil ve azrail vel melaiketül hamelei arş vel münker nekir ve selamün alel melaiketül mükarrebin vennebiyi verresulu ecmaiyn ve selamün alel evliyai vessalihin selamüllahi ve selavatullahi aleyhim ecmaiyn
velhamdülillahi rabbil alemiyn
Bu Duanin Kullanim Talimatnamesi sadece o hal ehline özel talim edilir.
Başağaçlı Raşit Tunca
Zikirimizdeki Kelimei tevhid zikrine gelince
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Hergün 100 kere "Lâ İlahe İllallahü Vahdehu Lâ Şerikeleh Lehül Mülkü ve Lehül Hamdü ve Hüve Âlâ Külli Şey-ün Kadir" diyen kimse, 10 köle azad etmiş gibi olur, kendisine 100 sevap yazılır, yüz günahı silinir, o gün akşama kadar şeytanın şerrinden emin olur. Hiçbir kimse hiçbir ibadetle bu seviyeye ulaşamaz, ancak ondan daha fazla yapan müstesna.
(Hadis'i Şerif, Buhari, Müslim)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Gezdiği sokakta bir kere söyleyenin bir milyon günahı bağışlanır, defterine bir milyon sevap yazılır ve kendisi için cennette bir köşk inşa edilir. Hadis'i Şerif
(Hadis'i Şerif, Ahmed İbn'i Hanbel)
"LAİLAHEİLLALLAH" bütün günahları mahveder, mizana konulmaz çünkü onun karşısında bir şey durmaz.1 kere sadakatle söylendiğinde, 4000 büyük günahı defterden sildirir ve 4000 derece yükseltir.
ve işte o zamanilari yaşiyoruz, cünkü benim üniversite ögrenciligim vaktinde, S nin bir gök deleni vardi, ve binlerce oda, onlarca kat, ve demek olurki bu S, önceki hayatinda, cokca kelimei tevhid ceken biriydiki, ona işde her bir "LAİLAHEİLLALLAH" zikire bir kat ve bir oda verllmiş, her bir kat kac daire, kac oda , kac tane köşk verilmiş ondan daha cok köşkü olan inslarda var mesela USA başkani T amca gökdelen oteller krali, dünyada bu köşkler, peki bunlar köşk degilde möşkmü, işte sana cennet, aha san köşk, ve bunlar muhammed vakti yokdu, ne oldu o zaman, ve eger bir ileri zaman gecerken, dünya bir yukari yükseliyorsa, o zaman, sema veya cennet gelecek demek, ve gelecek ise, dünün gelecegi biziz, bizim gelecegimiz de yarinlar olur, ve yarinlar cennet demek olur, ve birgün ölümünde caresi bulunursa, sonsuz yaşama sirrida ifşa olmuş olur, ve hastlaliklarda gen teknolojisi ile cözülürse, artik hastalik diyede birşey olmaz, ve o zamanalrda gelecek demekki, ve daha sen cenneti nerde ariyon, gökteyse lan zaten biz dünün semasiyiz, yarin bürgün ise bizim semamiz olur, ve mülk suresinde öyle buyurmuyormu Rab
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَّا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِن تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِن فُطُورٍ ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ellezî halaka seb'a semâvâtin tibâkâ(tibâkan), mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvut(tefâvutin), ferciıl basara hel terâ min futûr. Summerciıl basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîr
Meali :
Esteuzubillah
O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Geleceginize "future" Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.
Sadakallahul Aziym MULK Suresi 3. ve 4.ayet
ölümsüzlüge gelince, yine bazi insanlar varki, buna astral seyahet diyorlar, yani tasavvufun tüm gayesi olan işlem, en son raddeye varinca, alincak olan meyva, yani ruhu bedenden cikarabilmek hali, ve bazilari bunu budizmle yapiyor, bazilari islamla, bazilari sihir ve büyücülükle, bazilari esmaül hüsna ile, bazilarida zikir ile yapiyor, ve ruh bedenden cikip, geri dönmesini ögrenince, ve cikip heryere gidebilince, ve duvardan gecebilince, ve ilerde olanlari görebilince, bu beden ona sinir degilidrki, yani artik onun icin beden sadece bir kaporta, ve böyle bir insan, ruhunu bedenden cikarabilen birisi icin, artik ölümün bir manasi varmi, ölüm ne, ruhun bedenden ayrilmasi, amma işde ondan sonrasi mühim, yeni bir bedene girebilmek, ve bunuda başarabilen bir ruh, artik ölümsüzlügede erdi, eskiyen bedenden cikar, birde ona tekme atar artik eskidindiye, yeni bedene gidiyon der, ve ayni matrixdeki mr simitin bu bedenler de hapsolup ve o kan kokusundan nefret ediyon, bu bedenden cikmam lazim diyor, ve sonunda cikmasini ögreniyor, ve amma işde, matrix veya mehdide bunu ögreniyor, ve birgün mehdide bunu başariyor, ve bedenden cikip, başka bedene girebilir o, ve öyle olunca, yani bu ruh derecesine, bu nefis derecesine yükselen birisi icin, artik ölümün bir mansasi yok demek olur, ve bugün bunu yapan onlarca insan biliyon ben, ve demekki o zaman onlar bunu da burada dünyada başka bedene gecipde yapiyorsa bu işi, bazilari artik "orda Cennette sonsuz kalirlar sirrina ermişler demek olur, cennet neresi o zaman? burasi neresi? cennet yerdemi gökdemi, yoksa analarin ayaginin altindami, yani nere orasi? bu dünya, analar nerde geziyor yürüyor, bu dünyada, uzayda degil lan, bakin ve birazda siz tefekkür ediniz.
Zikrimizdeki Salavati Kebirdeki Feryail ve Ferruh Aleyhisselam
Allahumme salli ala seyyidina Feryail,
Allahumme salli ala seyyidina Ferruh,
kimdir nedir necidir derseniz
Allahu Teala Hz. Ademi ilk toprakdan halkettiginde, daha icine ruh üflenmemiş hali, camur testi veya camur biblo gibiyken, rivayete göre , 40 sene cile rüzgari estirmiş, 1senede sürur rüzgari estirmişki, onun görevli meleginin birisinin ismi Feryail, digerinin ismide Ferruh veya ferah ve sürurdur. bu yüzden insan ömrünün 40 da biri sürür ve ferahdir, diger 39 u cile ve caba ve gayret ile gecer, ve sonunda ise, varilan cennet, ve gelecek ve günümüz.
Feryail ve Ferruh Aleyhisselam
Feryal veya Feryail ve Ferruh Aleyhisselam, rüzgarların prensesi ile prensinin, hangi tarafımızda durduğuna gelince, size hangi taraftan Meltem yeli esiyorsa, yani Meltem yelinden kasıt, size hangi taraftan bir iyilik geliyorsa, o taraf Ferruh Rüzgarı, ferahlık Rüzgarı, erkek olan rüzgar, Ferrruh aleyhisselam o tarafınızda duruyor demektir. Hangi taraftan da size, elem ve keder, çile geliyorsa, o tarafta da Feryal Rüzgarı, ama Feryail Ferruh'un komutanıdır, Ferruh komutan değildir, Ferruh onun askeridir. Çünkü Allahu Teala insanı, Adem'i ilk defa çamurdan yarattığında, kuruması için, 40 sene çile Rüzgarı, yani Feryail esmiş, bir senede Ferruhrüzgarı esmiş, ve bu yüzden insanın ömründe, insana şans ve surur (1/40) 40 da 1 güler, ve vurar kapıyı çalar.
VEDFEA DUAMIZIN TEViLi
Zikirlerimizden birisi olan vedfea duamizdaki "Allahim Bizden falanca kötü kimselerin falanca kötü hasletini uzaklaştır" Diye yaptgimiz duamizdaki bir kac satiri ele alirsak
"
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim.
Allahümme vedfeana küfrel kafiriyn,
Allahümme vedfeana şirkel müşrikiyn,
Allahümme vedfeana nifakel münafikiyn,
Allahümme vedfeana hasedel hasidiyn,
Allahümme vedfeana fıskel fasıkıyn,
Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn,
Allahümme vedfeana kezibel kazibiyn,
Allahümme vedfeana ifsadel müfsidiyn,
Allahümme vedfeana israfel müsrifiyn,
.......
.....
"
şeytan aleyhillane bir gözlük takar zayif kullara küfür gözlügü, onun gözlügü ile bakinca, insan allah muhafaza, allahi kitabi peygamberi dini inkar etmeye başlar, o yüzden işde şeytanin bu silahi olan küfür gözlügünden korunmak icin
"Allahümme vedfeana küfrel kafiriyn,"
diye zikrederiz
şeytan yine bir gözlük daha takar ki, onun ismi ve görevi, şirk gözlügüdür ve onu takdigi insan, herşeyi ciftlendirmeye başlar, ve sonunda Allah muhafaza, Allah herşeyi yarattida Allahi kim yaratti fikrine kapilir, ve Allah a eş ortak koşma durumuna düşer, ve Allah a eşler ortaklar bulmaya başlar, ve şirk koşar, haşa firavun gibi tanriliga kalkar sonundada.
bu gözlügündende korunmak icin
"Allahümme vedfeana şirkel müşrikiyn," diye zikrederiz
şeytan aleyhillane, yine bazi kullara öyle bir gözlük takarki, o gözlük ile bakan kullar, onda varda bende niye yok sorusunu sorar, ona o gözlük, ne görse, neye baksa, onda varda ondan sende niye yok sorusunu sorar, oda hased etmiye başlar, ve bende yoksa ondada olmasin o zaman diye, onun elindekini dökmeye düşürmeye almaya calmaya ugraşir, ve hased duygusu ile dolar, ici dişi böyle kullarin, yine bu gözlükdende Allaha siginmak icin işde biz
"Allahümme vedfeana hasedel hasidiyn," diye zikrederiz.
yine şeytan aleyhillane bir gözlük takar, insanlar o gözlük ile onlar, eksik gedik aramaya başlar, onun zayif tarafi ne, nerden bunu yikar deviririm, bunun zayif tarafi ne, bunu nasil deviririm, yani judocu olur cikar, onunla bununla güreş tutturur adamlara, yani onun eksigini arayan, bunun eksigini arayan, ve dünyada böyleleri bozgunculuk cikaranlardir, onun bacagina celme, bunun boynunu bürme, berikinin kolunu kirma, yani işde dünyayi kaos ve cikmaza sokan insanlar, münafiklar iki yüzlü kimseler, sana dost görünür, ve senin zayif noktani ögrenir, ve seni o noktadan vurup yikmayi planlar, yani ayni uzun sacli adam samson un karisinin, uzun sacli adama gücünü nerden aldigini söylettigi gibi, firsatini bulup öttürür onu, sonra o ögrendigi ile, ona karşi savaşip, onu yenmeye calişir, amma işde o uzun sacli adam, Allah a yalvarmiş, ben dilimi tutamadim sirrimi öttüm, bagişla, eski gücümü geri ver Allahim diye yalvarip ,eski gücünü kazanmişdir, ve o arenyi kafirlrin başina yikmiş, yani ve mekeru vemekerallahu... ayeti ile tahakkuk eden, Allahin adaleti, haksiz tarafi kesecekdir elbet, böyle münafiklara karşida yine onun icin
hem ve mekeru zikiri
"ve mekeru ve mekerallahu, vallahu hayrul makirin" okuruz.
hemde
"Allahümme vedfeana nifakel münafikiyn," okuruz
şeytan aleyhillane yine bir gözlük takarki, o gözlük ile bakan herşeyin yaninda duran şeytanin sesini duymaya başlar, vesvas şeytani, veya hannes şeytanidir o ki, o şeytan iki arkadaşin arasini, evli kari kocanin arasini, anne evlat arasini, baba evlatin arasini acmak icin, vesves verir, ve icine bir kurt atar, erkek kadini kiskanir, acaba yanlişmi yapti, aldatiyormu beni diye, yine anne ile evlat arasina, annen mehmeti cok seviyor, seni sevmiyor der, anne ile evlat arasi acilir, annesine vesves verir, bu sefer mehmet oglun seni cok seviyor, öbürleri sevmiyor, o sözünü tutuyor der, ve anne evlat kayirmaciligi yapmaya başlar. yine babada böyle, yine milletler arasina fitne fucur sokar, birbine kişkirtir, bu gözlükde, fisk fucur gözlügüdür, ondanda korunmak icin derizki
"Allahümme vedfeana fıskel fasıkıyn," yani fasiklarin fiski fucurunu bizden uzak eyle demekdir, yani bozguncularin şerrinden korunmak icin zikredeizt bunuda
yine zikirlerimizden biride
"Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn," zikiridir, yani şeytan bazilarina böyle bir gözlük takar ki, onlarda baktiklarina düşmanca hainlikle bakarlar, ve bu hainler senin yanina dost gibi varip, seni hain bakişlarla inceleyip, senin sirlarini ögrenir, ve fakat bunlari kendi düşmanliklarini belli etmemek icin, sirrini gidip senin düşmanina ifşa ederki, onun yerine senin düşmanin. sana düşmanlik edip, tuzak kuruversin diye, ya kendi gücü yetmeyecedkdir buna, ydada haala sana dost gözükmek icin, sana belli etmez, yani koyun postu giymiş kurtlar misalidir bunlar. işda bunlara karşida, başda dedigimiz gibi
"Allahümme vedfeana hıyanetel hainiyn,"diye zikrederiz.
vedfea zikirimizdeki diger zikirlerde, yine şeytan aleyhillanenin, insanlari kandirmak icin takdigi gözlükler sebebiyle, işde iyi şeylerin kötü taraflarini görürler, ve bizde onlarin şerrinin bizlerden uzak olmasi icin bu "vedfea" zikirimizi cekeriz.
Felak Nas ve Diger Bazi Zikirlerimizin Sebebi Hikmeti
Sahabeden biri Peygambere gelerek kıyamet ne zaman kopacak diye sordu.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Kıyamet için ne hazırladın ki onu bekliyorsun" deyince, o sahabi dedi ki: "Ya Rasûlullah, ben çok namaz kılan, çok oruç tutan ve çok çok sadaka veren biri değilim. Fakat Allah ve Rasûlünün sevgisi kalbimdedir." Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:
"Kişi sevdiği ile haşr olunacaktır, kişi kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır."
( Hadis-i Şerif , Buhari)
yani haşrolmak ise o cemaatin o milletin yada o köyün yada o sokagin yada o ailenin icinde bulunmak manasindadir bu söz yani öyle olunca
kiyamet ise öldükten sonra yeniden kalkildiginda manasindadir, yani senin yeni versiyonun, yeni bebe oldugun yer, iyi bir sokak iyi bir memleket iyi bir aile oluverir en azindan kitimir oldunsa bile, iyi birinin köpegi, kedisi tavşani inegi koyunu oluveririsin yani.
"Hubbi fillah ve buğdi fillah" Allah icin sevmek ve Allah icin kizmakda böyledir yani
amma bak mevsim sonbahar ve kiş mevsimine yol aliyor öyle olunca hep aydinlik, hep sicak degil, artik biraz rüzgar, birazda yagmur, birazda soguk, birazda karanlik, birazda kar, tipi gibi zamanlar, öyle olunca, yani iyilerin yaprak dökme zamani, yemyeşildi canliydi amma, mevsim bitti, yaprak dökdü, yani öyle olunca, iyilgin bile bir siniri var, yine cok kötü olsan şirret biri olsan, seninde bir sinirin var, seninde yaprak dökecegin zaman var yani
Evliyalardan Allahu alem Abdurrahmni tagi hazretlerei olsa gerek, ona sormuşlar mesleginiz ne diye, oda demişki "biz bağlayip, çözücüyüz" demiş biz kalpleri gönülleri birbirine baglar cözeriz demiş.
Allah bizede meslek olarak elektrikciligi verdi bizede, elektrik hatti baglariz, elektrik hatti baglama cözme işi verildi, yani maniviyattada gönülllerden gönüllere giden elektrigi baglar cözeriz, yine su tesisatciligini ögrendim, yani Yine gönüllerden gönüllere rahmet yani su ve rahmet baglantisi yapmayida biliriz, bazilari ise büyücü olmuş ve onlarda dügümlere nefes edeerekden onun bunun cişini berikinin cocuklugunu, öbürünün kismertini baglarlar, onlar da baglayip cözücü, amm işde herşeyi kutuplu yaratilmiş Allah, iyilerin baglayip cözmesi ile, kötülerinki farkli, ikiside baglar cözer, amm birininkinden fayda görülür, digerininkinden zarar, ve öyle olunca dügümlere nefes eden büyücülerin şerrindende Allaha siginmak lazimdir, o yüzden zikir evradimizda, yine onlardan Allaha siginma duasi ve zikiri ederiz, bize mensup olanlarda Allahdan böyle kimselere karşi yardim dilemiş olurlar. yine adam uyku bagliyor yada ciş bagliyor yani ne yapiyor, yolunda akan bir sistemin yolunu kesiyor, yani bir nevi yol kesen harami, ve ceza olarakda haramilik cezasina carptirilir böyleleri. ve gecen hafta dedik son surede ve sondan önceki felak suresinde bunlarin olmasi kuranin sonu kainatin son vaktinde bunlardan Allah a siginmamiz gerektigini gösterir öyle olunca, biz zikirimize aldik, ve her gün büyük zikir ceken, hergün üc defa bunlardan Allah a siginir, yani ve öyle olunca kuranda yer alan yine bize verilen bir başka zikirmiz
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَنتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn
Meali :
Esteuzubillah
Sen, bizim bizi savunan destek cikan dostumuzsun velimizsin. Artık bizi mağfiret et ve koru bizi savun, ve bize rahmet (merhamet) et. Sen, mağfiret edenlerin en hayırlısısın.
Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 155. ayetten pasaj
Allah kötülerin ve zulumetin ve karanlgin babasi olan şeytan ve hizbini, iyilerin ardina takmiş iyileri kovalar durur, ve yine iyleride o karanlgin icine yildiz diye cakmiş, ve o karanlgi deler gecerler onlarda, işde bunu anlatan zikirimizde
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb
Meali :
Esteuzubillah
Geceyi gündüzün içine sokarsın Geceyi uzatırsın, gündüzün bir kısmı gece olur. ve gündüzü gecenin içine sokarsın, gecenin bir kısmı gündüz olur. Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.
Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 27. ayet
yani geceyi gündüzün peşina takmiş, gündüzüde gecenin peşine takmiş rabbimiz, yani tavşana kac, taziya tut demiş velhasil kelam.
ve sonbhar dönencesine yol aliyoruz artik, ve göcmen kuşlarin göc mevsimine geliyoruz, bakin hem 30 Agustos bayrami, hem kurban ve hac bayrami, hemde sonbahara giriş 3lü bayram yani ve hacilar hac mevsimindeler ve
Rabbim Hac edenlerden Haclarimizi ve haclarinizi, kurbanlarimizi ve kurbanlarinizi, ve iyiliklerinizi ve iyiliklerimizi, sadakalarimizi ve sadakalarinizi , dualarimizi ve zikirlerimizi, hayirli dualarinizi ve zikirlerinizi, namazlarimizi ve namazlarinizi,...ile ahiri ile birlikte bizlerden ve sizlerden kabul buyursun.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
"Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm. "
Meali :
Esteuzubillah
"Ey Rabbimiz! Bizden bunlari kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 127. ayetten pasaj
zikitimzdeki Bu duamizda yine Hz ibrahimin duasidir yani.
Kuranda sondan bir önceki sure Felak suresinde buyruluyorki :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kul eûzu bi rabbil felak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri gâsikın izâ vekab
Meali :
Esteuzubillah
Karanlik ve zulumat olanca gücüyle bastirdiginda,Yarattığı mahlûkların şerrinden, Karanlığı yarıp ışıtan sabahın Rabbine Sığınırım de. (Nurfelaka Sığınırım de, yani merküre, sabah yildizina, yani mehdiye siginirim de) .
Sadakallahul Aziym FELAK Suresi 1.2.3. ayet
Yani sondan hemen önce, işde karanlik ve zulumuet, insanligin üstünü, kapladi kaplayacak hale geldi, ve sondan bir sure önce, kac ayet kaldi kiyamete, bundan sonraki ayet büyücüler cikacak ortaya, sonra hasedciler cikacak, birbirini cekemeyipye birbirini yiyenler ortaya cikacak, sonra da Nas suresi, son sure, bu sefer orda diyor Rabbe siginin, yani ananiza babaniza siginin o vakit,
ve biz Raşidi zikir evradimizda anamiza babamiza dedemize boşuna fatiha ismarlamiyoruz herhalde degilmi, sebebi ve hikmeti neymiş, Esteuzubillah " قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاس " " Kul eûzu bi rabbin nâs " De ki: “Ben insanların Rabbine sığınırım.” insanin Rabbi yani egiteni ögreteni terbiyet edeni rabbi yada mürebbisi kimdir "Anasi Babasi" sona varinca kime siginmasi lazimmiş anasina babasina, sonra insanlarin sahibine siginin, "مَلِكِ النَّاسِ " yani insan kalmayi becerene siginin, sonra ise, " إِلَهِ النَّاسِ " İlâhin nâs , yani İnsanların İlâhı’na yani insanlardan olan ilaha yani halifeyi ruyu zemine ,son Allah diyen kalbe siginin, yani insaligin ilahina, yani son Allah diyen.
Deccal ve kafirler onuda delip gecince, karanlik ve zulumet şeytanlar ortada gezer olcak, hannes şeytanlari, yani onu bunu fitleyenler. onu bunun üstüne süren, bunu onun üstüne süren düşmanlar, eeee bu da oldu zaten, şimdi işde, bakin suriyelileri aldilar, bizim müslmani alip, gavur edip, bizim üstümeze sürüyorlar, daha ne, bu da oldu, yani haftaya cumaya kiyamet koparsa şaşmayin, kabenin yikilmasi mi kaldi, artik bekleyelim bakalim, onuda habeşliyi sürüp yapacakmiş bu kafir, yani Allahu alem Obama bir sudanli aslan deniyor, amma o belkide habeşli bir aslan ise ve bacaklari ince adam ve Amerikanin son durumu ortada, illuminati ile, tramp taraftalarinin karşi karşiya gelişide ortada, ve eger illuminat tarafi obamyi sürerse, oda gidip kabeyide yikarsa, olmaz olmaz degilmi, yani bunlarda olabilir, hesap dahilinde inklusiv yani, ondan sonrasi icin ne diyor kuran, bu kafirler ve hocalari şeytan aleyhillane hannes şeytanlari, artik kalplere hükmedecek, beyinden yönetiyordu insanlari bu decal köpegi, artik insanlarin kalplerine sudurlarina söz gecirmeye başlayacak, ve son "Allah" diyenin Kalbide "Allah" demez, yahut diyemez olunca, ölünce, artik Allah diyen kalpde kalmayacak, ve sonra artik bu işe yarmaz dünya yaratilma hikmetine ve gayesine hizmet etmeyince, yeniden yogrulmak üzre kara deligin icini boylayacak , ve ve küvviret edilip toz duman edilcek
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاء كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُّعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduhu, va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn
Meali :
Esteuzubillah
O gün, kitapların yazılı sayfalarını dürer gibi semayı düreceğiz. Onu ilk defa halketmeye başladığımız gibi (eski durumuna) iade edeceğiz (geri döndüreceğiz). Bizim üzerimizde bir vaaddir. Muhakkak ki (bunu) yapacak olan, Biziz.
Sadakallahul Aziym ENBİYA Suresi 104. ayet
ve o gün rab diyecek : "Eynel Asuune"
Ey Asi gelenler nerdesiniz gelion bakan, bu günün rabbi kim bakin bakalim, vahdidul kahhar olan Allah.(hepnizi gömen kiyamaeti koparip toz dumana ceviren)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَادْعُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ رَفِيعُ الدَّرَجَاتِ ذُو الْعَرْشِ يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ أَمْرِهِ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ لِيُنذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِ يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ لْيَوْمَ تُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ لَا ظُلْمَ الْيَوْمَ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Fed’ûllâhe muhlisîne lehud dîne ve lev kerihel kâfirûn.Rafîud deracâti zûl arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzira yevmet telâk.Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li menil mulkul yevme, lillâhil vâhidil kahhâr.El yevme tuczâ kullu nefsin bimâ kesebet, lâ zulmel yevme, innallâhe serîul hisâb.
Meali :
Esteuzubillah
O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. ihlas ve sadaket ile Allah’a davet edin.(O Allah ki) dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi, buluşma günüyle (isa ile Mehdinin bir araya gelmsi günleri) uyarması için kullarından dilediğinin yanina(Mehdinin yanina yandaş, yardimci olmak üzre), emrinden olan Ruh'u (isa yi) indirir. Onların bariz olduğu (ortaya çıktığı belli olduklari tanindiklari ) gün onlardan (hiç)bir şey Allah’a gizli kalmaz. O gün mülk kimindir? Tek ve Kahhar olan Allah’ındır. O gün herkese kazandığının karşılığı verilir. O gün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.
Sadakallahul Aziym MU'MİN Suresi 14.15.16.17. aye
Rabbim, Mehdiye, yani bize kuvvet versinde, o gün gelip catmadan önce, Allaha ve yoluna davet etmeye devam etsin ki, yani vaazlarimiza devam edebilellim ki, insaNLIK BELKI YOK OLUP GITMEKDEN KURTULUR BIR ÜMiT YANi, her ne kadar insanlar onu yalanlasada kerih ve kötü görselerde. Rabbim ona ve ehline (Mehdi ve Sevenlerine) görevine sadakat ile devam etme gücü ver!
"iyyakenabüdü" Zikrimizin Sebebihikmeti
SIHHAT VE HASTALIK DÖRT SINIF SEBEBTEN İLERİ GELİR
1) Maddi sebeplerdir: Bunlar azalar ve onda dolaşan yeller ile kan, safra, balgam, sevda ismi ile maruf bu dört unsur birinci sebebi teşkil ederler
2) Fail sebeplerdir: Bunlar yiyecek ve içecek şeyleri teşkil edeler. Bunların vücuttaki değişiklikleri hava, havanın içinde bulunan yabancı buharlar, dumanlar, gazlar, bunların vücutta toplanmaları, çıkmaları, iklimler, şehirler, oturulacak evler, erkeklik, dişilik ve daha birçak hastalığa tesir eden şeyler; ikinci sınıf sebebi teşkil ederler.
3) Suri sebeplerdir: Bunlar insanın şekline aittir. Bir azanın fazla büyük yada küçük olması, tabii şekilde olup olmaması üçüncü sınıf sebebi teşkil edeler.
4) Tamamlayıcı sebeplerdir: Bunlar vücuttaki kan, safra, sevda, balgam ve azaların fiillerine mahsus olan hallerdir. Bunların kendileri sağlam olur da faaliyetleri bozuk olursa, hastalık meydana gelir.
İnsanın vücudundaki en hararetli şey ruh ve kalbdir. Ruh, kalbte meydana gelir ve oradan bütün azalara yayılır. Bunlardan sonra hararette kan, karaciğer, böbrekler ve adaleler gelir.
İnsan vücudundaki soğuk olan şeyler: Balgam, kemik, kıllar, kıkırdaklar, beyin, yağ ve sümüktür.
İnsan vücudundaki rutubetli olan şeyler: Balgam, yağ, beyin, ilik, akciğer, dalak, böbrek ve adalelerdir.
İnsan vücudundaki kuru olan şeyler: Kıllar ve kemiklerdir.
1- Kanın zahiri sebebi: Normal yemekler, güzel şerbetlerden meydana gelir. Kan fazla sıcak yada soğuk olursa bu normal bir kan değildir.
2- Balgamın vücuttaki oluşunun zahiri sebebi: Soğuk yemekler ve galiz gıdalardan meydana gelir. Yapıcı sebebi ise hararetin azlığıdır. Balgam vücudun bazı ihtiyaçlarını karşılar, bunlar da mafsal gibi oynak yerleri ıslatmaya yarar.
3- Safrayı meydana getiren ise güzel ve sıcak gıdalardır. Yapıcı sebebi fazla hararettir. Faydası, bağırsakları harekete geçirerek hacet hissini uyandırır.
4- Sevdayı meydana getiren zahiri sebepler: Kuru gıdalar ve hararetli yemeklerdir. Sevda normal veya anormal olur. Normal olanı kanın bakiyesidir, karaciğerde meydana gelir, bir kısmı kana karışır, bir kısmı dalağa geçer. Kana karışan kısmı kemik gibi bazı uzuvların beslenmesine hizmet eder, bir kısmı da kanın tahallülüne mani olur.
Vücudun sağlık ve hastalığı bu dört unsura bağlıdır. Bunlar vücutta normal halde bulunurlarsa vücut sağlıklı olur. Biri diğerinden fazla olursa bünyenin sağlığı bozulur, vücutta hastalık belirtileri meydana gelir. Şimdi biz bu dört ahlatın durumlarını, onlardan meydana gelen hastalıkları ve çarelerini açıklayalım.
1- KAN: Tabiatı sıcak ve rutubetlidir. Kan tabii havadan meydana gelir. Vücuttaki yeri karaciğerdir. Tabiatı kuru ve soğuk olan bütün gıdalar kanın ilacıdır. Vücuda kan galip olursa şiddetli baş ağrısı, şişlikler, duygu organlarında tembellik, vücutta ve başta ağırlık ve bayılmalar meydana gelir. Ruyada hacametci, kan ve oyuncular görülmeye başlar. Bu hallerin meydana gelmesi ise daima yağlı, tatlı ve tabiatı sıcak, kan yapıcı gıdaların yenilmesi ile ortaya çıkar.
ÇARESİ: Kan ve kandan meydana gelen hastalıklara karşı; Ekşi nar, ekşi meyve suları ve sirkeli gıdalar yenmelidir. Bu gıdalar bir müddet alınırsa kan normale döner ve kandan meydana gelen hastalıklar da ortadan kalkar.
2- SAFRA: Tabiatı sıcak ve kurudur. Tabii kan unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri safra kesesidir. Bedeni safra istila ederse baş ağrısı, migren, uykusuzluk, nabız yükselmesi, gözlerin ve vücudun sararması, dil ve burunda kuruluk meydana gelmesi, ağızda acılık, soğuk havadan hoşlanma, başta çıban ve sivilcelerin oluşması, daimi bir sıkıntı hali, uykudayken güneş, savaş ve gök gürültüsü gibi hallerin görülmesi vücudu safranın istila ettiğinin birer belirtisidir.
ÇARESİ: Safranın ve safradan meydana gelen hastalıkların ilacı tabiatı soğuk ve rutubetli olan gıdalarla birlikte şeker, keçi yağı, arpa suyu-ekmeği, hıyar, karpuz, demirhindi şerbetidir. Bu maddelerden biri ve ya birkaç tanesi ağız yolu ile alınmaya devam edilirse safra normale döner safradan meydana gelen hastalıklar da ortadan kalkar.
3- BALGAM: Tabiatı soğuk ve rutubetlidir. Su unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri akciğerlerdir. Vücudu balgam istila edersebundan sedef, sekte, soğuktan olan baş ağrısı, kaşıntı, ağız ve ter kokusu, yapışkan tükürük çokluğu, vücut soğukluğu, yemeğe isteksizlik, sıcağı sevme, mide zafiyeti, hazımsızlık, ağızdan ekşi gaz çıkarma, unutkanlık, tembellik, çok uyuma, idrarın beyaz oluşu ve uykuda su görme ve yıkanma gibi hallerin görülmesi balgamdan meydana gelen hastalıkların birer belirtileridir.
ÇARESİ: Bal, zencefil, günlük, mesteki, karabiber, deve sütü, susam, mısır ve tabiatı sıcak ve kuru olan bütün gıdalar balgam ve balgamdan meydana gelen hastalıkların ilacıdır. Bu maddelerden yeteri kadar almaya devam edilirse balgam normale döner ve balgamdan meydana gelen hastalıklar ortadan kalkar.
4- SEVDA: Tabiatı soğuk ve kurudur. Toprak unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri dalaktır. Sevda kanın yanmasından, mercimek, mısır, sığır eti, patlıcan, tuzlu, ekşili, fasulye ve sevdevi gıdaların cok yenmesinden meydana gelir. Belirtileri; vücutta durgunluk, uyku azlığı, şiddetli susuzluk, gözlerde kuruluk, çok su içme, kanın koyu ve siyah oluşu, düşünce bozukluğu, vesvese, idrarın kırmızıya boyanması, kuru öksürük, dalak sancısı, sıkıntı, keder, uykuda korkulu rüyaların yani siyah eşyaların ve cenazelerin görülmesi, herşeyden korkma gibi hallerin meydana gelmesi sevdanın vücudu istila ettiğinin birer belirtileridir.
ÇARESİ: Bir bardak süzme bal şerbetine 3’er gr. Çekilmiş zencefil, karabiber ve mesteki ilave edilerek içilmelidir. Şekerli inek sütü, tereyağı, şeker, pırasa, koyun sütü gibi tabiatı sıcak ve rutubetli gıdalar alınması ile birlikte sevda normale döner ve sevdadan meydana gelen hastalıklar ortadan kalkar.
(ibni Sina)
--------------------------
işde zikirimize devam eden sofilerde vücutta sevda ile balgamin karişmasi sonucu bazi kötü hal ve ahlaklar vardir, bunlardan kurtulmak icin işde zikirimize devam eden sofiler 21 sinifda bu yukarda yazdgimiz "iyyakenabüdü" ayetine devam edince bu balgam ve sevda karişimi olan sari renkli bir balgam maydana gelir zikirin harareti onun dimaga yükselmesini saglar ve onu zikir esnasinda genize gelince tükürüp atmak lazimki, onun verdigi hastalik ve kötü ahlaklardan kurtulabilesin ey sofi. yani işde buna devam etmekle yani duruma göre 3 günde bi,r veya iki günde bir, veya cok olmasi halinda, her gün o zikire 40 gün devam edilir yine kirk günde iki günde bir yapilirsa 40 günde 20 defa okuncak demekdir, üc günde bir okunursa 13 gün okuncakdir ve ondan sonra bunu okumayi birakilir, ve 22. sinifa gecilir, yani sevda ve balgamin verdigi rahatsizliklardan kurtulmak icin işde, vücutun hararet ayari degişmişdir artik, yani öyleki dedikya güneş dogmasi icin zikirimiz okunur ve 45 dakika birşey yenip icilmez, ne olacak o zman vücut kazani kaynatilmiş olu,r o kaynayan kazan da, işde sevda ve balgam sari renkli koyu bir kivam alirki, bu eger birde safra ile birleşirse mide ve barsakada yanma su kaybi olur, cünkü kaynayan kazandaki su buhar olunca kapagi acinca kazandaki su nasil azalirsa, vücutun suyuda azalir cünkü o su yagmur olarak bir yerlere yagmakdadir, ve senin vücuda su ilavesi yapman lazim demekdir işde o yüzdende saf menbea suyu agzi geniş tasdan iclir dedik, ve böylece yagmurlama sistemi, ve bu sofilerin yavaaş yavaş mevsim zikiri cekebilme ve kar yagmur yagdirabilme özelliklerini kazanmasina yardimci olmaya başlar, taaki güneş makamina cikacak sofi olmaya kadar, yani öyleki hararet onlarda cok fazla olcak, cünkü kalp günde 6666 veya bir üst güneş 66 666 allah zikiri yani kazan cok kaynayacak ve hararet yükselecek, ve güneşlik makami kazanilcak, güneş makmina cikmiş bir sofi, havanin bulutlu oldugu bir yere seyahat etse bir kac saat icinde orda gündüz hava güneş acar.
diyeceklerki bunlarin dinde yeri yok batildir. batil şeyler icad ediyorlar. el cevap lan dangil
bugday nasil eikilir nasil bicilir nasil sulanir nasil sonra denesi alinir sonra degmende ögütülür, dinde bunlar bildiriliyormu? yok. ne kitapda ne sünnetde eeee ne yapacaz bunlar batildir deyip un edip ekmek yapmaycazmi, peki bunlarin dinde olup olmadiginimi arayacaz, yine ameliyat dokdoru mesala amyliyat yapcak bu sonradan dine sokuldumu diyecek, muhammed vakti ameliyat yokdumu diyecez , dangilligin lüzümü yok bunlar tecrübe meselesidir. tecrübe ile sabittir. diyorki bazi doktorlar her gün bir avuc ceviz veya bir avuc findik yiyin, yani adam bilirki onun vücuda faydasi var, ve neye yariyor, neden lazim test edilmiş, ve o yüzden tavsiye ediyor, yoksa muhammed dedi diye degil, artik bunlar muahammeden sonra tecrübe ve araştirma sonucu ögrenilmiş bilgilerdir. zikirde böyledir, her alim kendi zikiri ne sonuclar verir denedikce ögrenir, ve sofilerinide öyle egitir degilmi? bizde yolumuzdan, ardimizdan gelecek olanlara ögretemeye calişiyoruz işde. bunun muhammedde olup olmadigi sünnet olup olmadigi degildir mühim olan yani mesela patates fatihden sonra amerikanin keşfinden sonra amerikadan bu tarafa getirilmiş bir sebze, peki bunu muhammed yemedi diye yemeyelim fetvasimi vercez, yoksa günümüzün ilim bilim bitkicileri bunu yenebelbir görüp ve faydali görüp yenebilir fetvasimi vercez, sen diyebilirmisin memnu patetes yemek bidattir, ha dangil olmamak lazim degilmi.
Sonbaharda Alfa Hareketinin Terkedilmesi
α (Alfa) ışıması: İki
Nötron ve iki protondan meydana gelen, +2 yüklü bir Helyum çekirdeği
yaymaktır. Bu ışıma sonucunda, proton ve nötron sayıları 2'şer birim
azalır. Bu tanecikler +2 yüklü oldukları için elektromanyetik çekime de
yakalanırlar. Bu ışımaların durdurulması çok kolaydır. Örneğin bir
kâğıt yaprak bile yeterli olur.
Peygamberimizin ziyasini devam ettirmesi icin güneşimizin alfa işimasi yapmasi gerekir.
ve alfa simgesi budur α
ve bizler muhamedin eeli beyti olarak yani güneşimizin cocuklari olarak
alfa işimasi yapmamiz lazim demekdir bu. ve alfa işimasi demek her
yaptigi işinde alfa hareketi yapmakdir. bunun birkac örnegini
gösteriyorum resimlerimde,
Bu bir alfa oturuşu yani mehdi oturuşu
eger ayak ayak üstüne atarsanz, bu alfa oturuşu demek olmaz yalnişdir o oturuş.
yani fircanizi tutarken serce parmagin arasindan gecirmek ile
yine alfa yansimasi yaparsiniz, yine misvak öyle, bu peygamberin sünneti
ile sabittir, onun yani Muhammed Mustafanin misvak tutuş sistemi bu
şekildedir.yani muhammed hep alfa yansimasi yapmişdir.
demişdık ve böylece sizlere ilk defa kainatın ve güneşin ziyasını bile bizler tarafından yönetilbilcegini bizzat hakkal yakin ögrettik, ve binlerce insan bu oturuşu ve duruşu cok benimsedi, hatta tiryakisi oldu da, artık vazegecemez oldular, ve böylece bu sene sıcak bır yaz gecirdik ziyası bol bol bir yaz gecdi ve artık sonbahara geldik ve ve birkac gün önce kendi aileme ve cocuklarıma tenbihledimki artık sonbahar geldi ve yaprakların sararması ve soguklarin gelmesi icin buziyanin azalmasi şart, o yüzden artık ziya hereketi olan alfa oturuşu ve dıger alfa herketlerini terkedın dedim yanıi mehdi oturuşunu şimdilik terkedin dedim ve islamda terki terke diye birşey vardır,
Tasavvufdaki Terki Terk Nedir?
Gecen senelerde yazdik ki güneşimizin ziyasi azalmiş, güneşimiz iki
cihanin güneşi Muhammed Mustafa, güneşimizin ziya yaymasi icin alfa
hareketi yapardi, ve onun sünnetiydi diye anlattik. ve ikizler bebesi
dünyada azalmiş, eger böyle olursa güneşimiz söner gider, ve bu yüzden
ikizler bebesi yapin, ve ikizler bebesi icinde, her amelinizde
fiilinizde sözünüzde alfa dalgasi yayin dedik, ve sizlere alfa oturuşu
ve alfa hareketerinden örnekler vermişdik. ve sizleer ne güzel mehdi
askerlerisinizki alfa oturuşu ve herketleri o kadar yayildiki,
elhamdülillah bu sene kadar ziyasi kuvvetli ve sicak bir yaz olmadi ,
hepinize aferin, sizler ne güzel mehdi askerlerisiniz böyle, tamam artik
terki terk etme zamanidir, ve her evden en az bir şahis, artik alfa
hareketi ve oturuşu yapmayi terkediversin, yapmak sünnet ve sevap oldugu
kadar, teketmek de evla ve sünnet ve gerektiginde mucib olandir. artik
bu kadar sicak ve ziya herhalde yeterlidir artik, biraz biraz terkedelim
amma yine garerince kalcak kadar terkedin, tamamen terketmeyin. ve
artik sicaklar biraz biraz bizi terketsin serinlesin ortalik.
Tasavvufdaki Terki Terk Etmek Nedir : Terketmek
mesala Peygamberin abdestli gezme sünnetini aldin tuttun, ve artik o
hale geldinki, abdestsiz adim atmaz oldun, ve sonunda öyle bir noktaya
gelirsin ki, artik o terkettigin abdestsizce gezme olayina tekrar
dönmene, ve abdestsizce gezivermen, senin tekrar abdestli olmayi
terkedivermendir. önce abdestsizligi terketmişdik ve birinci terki
teketmişdik ikinci terk ise o terkettigin şeyi terkedivermendir.
sebebine gelince mesala mevsimler ilkbahar ile başlar ve ilkbaharda
bütün renkler yerini, hayat ve Hay ve diri olan Allahin sifati ile, yeni
bir can bulmak, ve haşrolmak toplanip bir bedene yol almak olan, yeşile
birakir. ve başka renkler terkedilir ve onlarin yerine yeşil tercih
edilir ve ilkbahar olur. sonra ilkbahar biterken bizlerin, yeşil bugday
yerine, sari ermiş bugday icin, yine yeşil erik yerine, ermiş erik, yine
ham karpuz yerine, ermiş karpuz icin, kirmizi sari ve turuncu rengi
tercih etmemiz lazimdirki, yaz olsun ve yaz mevsiminin rengi kirmizi ve
beyaz ve ateş sarisi ve saridir aydinlikdir yani bütün renkleri bariz
eden aydinlik tercih edilir. ve yaz bitince bu sefer, daha cok sari ve
sararma solma ve ölme, ve kahvrengi tonlari yani, camur rengi tercih
edilir, yani ölüp topraga karişma, hadisesi oldugundan toprak rengi,
yani camur rengi revacdadir, ve diger renkler rengini ölümün rengi
toprak rengine birakir kahverengi ve tonlarina, sonra sonbaharda
bitince, kış gelmesi icin, karanlik ve zulümet rengi siyah ve gri tonlar
tecih edilip, bütün renkler renklerini gece rengine birakir kendini, ve
sonbahardan kışa gidecek olanin tercihi, zulum ve karanlik olmalidir,
bunun bir nevi aciklamasini daha önceki sohbetlerde yapmişdik, mesala
kisa bir hatirlatma: dünyada kötüler yok edilip bitirilmez ve winter kış
icin gecenin koyu oldugu zaman, ve burclari winter kış burcu olanlara
zamani birakmak icin, işde karanlik ve gece yani kötülük bir nevi galip
gelmeye başlar, yaz demek ise iyiler, iman ve müminlerin galip olmasi
demekdir demişdik. ve yunus efendimiz vahdeti vücut seviyesine cikinca o
terkettigi bütün reklerden gecip zulumeti secmek zorunda birakilmiş, ve
hani insan dertlere ve cilelere, kötülerin cilesine ve zararina maruz
kalinca, bende bundan sonra zalim olcan anasina satan,
"bu dünyada deveye dikken insana tiken geciyor" deyip
artik iyi olamanin fayda etmedigini görünce yazdan kişa gecildigini
görünce, bunlardan kurtulmak icin bir an sitem edip bende kötü olmk
istiyon denir ya, işde o sitem hali ile yunus efendimiz vaadinden avdet
edip, sözünden cayip "artik bende zulümeti secdim, bende kötü olcan" demiş.
amma yunus baligi zalim olamazki ne kadar sevecen bir balik, ne kadar
dost canlisi bir balik degilmi, ondan kim kötülük beklerki, yunusa kötü
ol deseler ancak belki sadece birazcik ciddi durabilir, yine gülümser
yine sevecendir, o kötü olamazkine, amma demiş Hz Yunus efendimiz
ninovalilara sitem edip bende zalim olcan deveye diken ... demiş yani.
yani ona terki terketmesi ögretilmiş bütün mesela sadece bu. yani sadece
iyiler iyi degildir bazende kötülük iyidir, yani gece hic olmasa hep
gündüz olsa, ne zaman yatip dinlencez, hep yaz olsa suyumuz nerden
gelcek, suyumuzun akip geldigi daglara kar nasil yagcak degilmi, bu
dünyanin carki nasil döncek degilmi yani. iyilerinde hayatinda bazen
kötü olabilmesini ögrenmesi lazim, dünya cok cetin. ve yine kötülerinde
hayatta iyilik nasil bir tatdir nasil bir zevkdir, iyilik yaptirilarak,
aynen hz süleymanin şeytanlari dalgic yapip, caliştirarak bir işe
yaramasini ögretmesi, bunun icin olup, kötülerede iyilik lokmasi
yedirmekdir yani, iyilligin nasil güzel bir lokma oldugunu onlara da
tatdirmakdir.
VE ARTIK ZiYAYI TERKEDiP YAVAŞ YAVAŞ KÖTÜ VE KARANLIK OLMA ZAMANI
ve bu vakitler dedik önce sünnetler kacmaya başlar amma bu sünnet namazdaki sünnet ammda yapatig iz başka bir sünnet, sonra bir vakit farz kacar, sonra iki vakit, derken birde bakmişsin birkac günlük farz namaz kacmiş, ve taaaki bu eksi -31 olunca, yani 31 tane namaz kacinca, sonbahar girdi demekdir, amma kacdi diye öyle birakamayip, ardina kaza etmek lazimdir.
ve böylce size yerden semayi yönetme yöntemlerinden birini dah ögrettik, yine sonbaharda gündüzlerin kisalmasi ve gecelerin uzamasi lazim ve bunun icin yine kainati semayi yönetip
bunu yapmak lazimdir dedik ve ögrettikki bu nasil yapilir:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَأَقِمِ الصَّلاَةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِّنَ اللَّيْلِ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ذَلِكَ ذِكْرَى لِلذَّاكِرِينَ
Ve ekımis salâte tarafeyin nehâri ve zulefen minel leyli, innel hasenâti yuzhibnes seyyiât, zâlike zikre liz zâkirîn.
Meali:
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu da Zikri bilen, ve bazi Zikir edenlerin, başka bir türlü zikiridir.
Sadakallahul Aziym HUD Suresi 114. ayet
Karanlik ve geceyi ileri kaktirmak, ve gecelerin uzamasini saglamak veya gündüz veya aydinligi ileri kakdirmak, ve gündüzlerin uzamasini saglamak, hakkindaki bizzat yaşanmiş bir hadis ve hadisemiz icin yapilan bir zikir ve ilim, ve erbabina münhasirdir sadece, bu hediyem.
ve bunun icin sadece tarikimiza mensup olanlardan bu dereceya cikmiş sofilerim, günler dönünce yani 21 hazirandan sonra, iki güne bir, veya haftada bir, onlara ilham ile bildirilince, günlerden sonbahar ve gecelerin uzamasi icin, sabah namazlarini en son vaktinden kilmaya başlarki, işde sabah namazi ile, karanligi itip güne dayar, ve güneşin dogdugu vakit olan işrak vaktini ittirip kakdirmiş olur, yani sadece bizim tarikimiza münhasiran, ve belli vakitlerde uygulanmasi gereken bir kuraldir. yani ne diyor ayette tarafeyn diyor, yani iki sinirda da diyor, yani sinir ne, sabah namazinin son vakti gecenin siniri, ve eger gecenin sinirini biraz acarsak daha ileri gitmiş olmazmi, yine eger günler uzayacaksa, o zaman 21 aralikdan itibaren, bir kac günde bir, veya haftda bir, bu sefer tarafeynin akşam tarafi olan akşam namazina varanyer olan ikindi namazi son vakte birakilirki, gündüz geceyi ve akşami ileri kakdirsin. peki bunun delili nerde, bizim yapavcagimiza dair bir delil varmi derseniz, evet var, o da var, yine zikiri raşidi evradindaki bir zikir olan, bize münhasir bir hikmettirki bu
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
تُولِجُ اللَّيْلَ فِي الْنَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الَمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَن تَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb.
Meali :
Geceyi uzatırsın, gündüzün bir kısmı gece olur. Gündüzü uzatırsın, gecenin bir kısmı gündüz olur. Ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü izhar edersin ve dilediğini sayısız rızıklandırırsın sen.
ALİ İMRAN-27 ayet
diyecekler ki yine bu ayette bunu Allah yapar demiyormu diyecekler.
Lan dangil, isa Allahmiydida ölüden diri cikariyordu demek yokmu, ahmak, sen bunu duymadinmi, isa ölüleri iznimle diriltirdi demiyormu Allah :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرَاةَ وَالإِنجِيلَ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِي فَتَنفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِي وَتُبْرِئُ الأَكْمَهَ وَالأَبْرَصَ بِإِذْنِي وَإِذْ تُخْرِجُ الْمَوتَى بِإِذْنِي
ve iz allemtukel kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle), ve iz tahluku minet tîni ke hey’etit tayri bi iznî fe tenfuhu fîhâ fe tekûnu tayran bi iznî ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi iznî, ve iz tuhricul mevtâ bi iznî.
MAİDE Suresi 110. ayetten pasaj
öyleyse ölüleri dirilten bir insan varsa, geceyi gündüze, gündüzü geceye sokan bir adamda vardir, o mehdidir.
--------
Ve bizde dünyaya gelmek şerefine erdigimize göre, bu teppichde bir musterde (desen de) biz yapacagiz, amma isterizki bu muster (desen) digerlerine örnek olsun, ve yukarlarda tekrar edilcek bir muster olsun, ve bunun icin dedikki :
"River" Nehir ile yarışma, Nehir ile birlikte koşamazsın, o seni hep yener, çünkü sen yorulursun, amma o yorulmaz.
(Karoglan sözü 05.09.2016)
yukardaki söze açıklama : muhammed misyonu, ibrahim misyonu, kominizm misyonu, gibi bir misyon akıp gelen bir nehir gibidir, onlarin binlerce askeri vardır, sen yalnız başına onlarla yarışamazsın, onlar hep yener kazanır, çünkü onlar bir grup, o yüzden bir grup, bir tarikat olmak lazımdır, yalnız asker tek atlı araba gibi, grup 10 askerse 10 atlıaraba gibidir, o yüzden Raşidi tarikatını kuruyorum, seven ardımıza takılsın. dedik
Zikirden düşme hali yaşıyorsan oku
Vaazımızın hitamına gelen konuya gelince, Raşidi tarikatına intisap edip, zikrimizi çekenler den, Mesela 5. sınıf bir sofi, zikirden düşme hali yaşıyorsa, en azından yumuşak düşüş İle düşsün, peki yumuşak düşüş nasıl olur deyince, 5. sınıf veya 10. sınıf zikir çeken Bir Sofi'min meşgul olduğu, ya da yorgun olduğu, ya da zikir çekme isteği olmadığı günlerde, en azından 1. sınıf zikri çekebiliriz o gün, ya da hizbul Kasr zikrimizi çekebilir, ona da gücü yetmezse, En azından intisap Zikri okuyabilir, başlayıp da yarım bırakmak yerine, hani Aksaray var 1200 odalı, o binanın yapilmaya başlanıpda bitirilmesi ne kadar uzun sürer değil mi, Hani cennette de Köşk verecekler ya, mesela kelimei Tevhid okuyana Köşk verecekler ya, Ama sen 500 odalı Köşk yerine, okuyamadigin o gün, en azından 4 odalı bir ev sahibi ol, 1200 odayi 2 senede bitireceksin, ama 4 odalı bir evi 4 ayda bitirirsin değil mi zaman meselesi, mekan meselesi Yani, yine bir bütünü kurtar, Yarım yapmayalım, Yarım olan işe yaramazki, mesela evin duvarlarını yaptık ama, çatısını yapmadık ise, işe yaramaz ki, Yağmur yağdı mı tepemize Akar, soğuk içeri girer, zikirde böyle, bir bütünü devir edin, ister bu küçük bütün olsun ister büyük bütün, gücünüz varsa, büyük bütünü zikir çekin, yada küçük bütünlerden birisini çekin ki, kapısı bacası tam bir ev gibi olsun. bu haftaki tarikat dersimizde bu.Yani Aksaray yapamıyorsan 4 odalı ev yap, onu da yapamıyorsan, bir pansiyona gir, onu da yapamıyorsun, tek oda bir otel odası, yani zikrimizden böyle, parçalı ve bütün halde, 1. sınıf bir bütün, 2. sınıf bir bütün, Hizbul Kasır bir bütün, Hizbul Kebir bir bütün, virgül nokta nokta…
şimdilik bu kadar, sonra yine devam ederiz adab ve kolayliklara. arada sirada buraya yine bak ki, yeni bilgiler eklenmişmi haberdar olabilesin
Tariqatı Raşidi